Almanya’da kendi yerleşkesini kurmak, Türk şirketler için mantıklı olabilir. Türk şirketler Alman pazarına nasıl uyum sağlayabilir? Bu makalede, yerli bir iştirakin kurulması, şube açılması, işyeri açılması veya temsilcilik açılması alternatifleri açıklanmaktadır.
İçindekiler
- İştirak kuruluşu
- (Bağımsız) şube ve (bağlı) işyeri
- Temsilcilik ve Franchise
- Yabancılar hukuku gereklilikleri
- Yabancı şubelerden elde edilen kazançların vergilendirilmesi
Almanya’ya genişleyen yabancı şirketlerin organizasyon biçimleri Yurtdışında yerleşik bir şirket, Almanya’ya genişlerken üç organizasyon biçimi arasında seçim yapabilir: yerli bir iştirak, bir şube veya bir işyeri. Almanya’ya genişlemek için uygun hukuki yapı seçimi, şirketin ekonomik hedeflerine bağlıdır ve bilinçli bir şekilde yapılmalıdır.
1. İştirak Kuruluşu
İştirak kuruluşu, bir ana şirketin Almanya’da faaliyet göstermek amacıyla kurduğu, hukuki olarak bağımsız bir şirkettir. Bu tür kuruluşlar, Almanya’daki mevzuat ve düzenlemelere tabi olup, uluslararası şirketlerin Alman pazarına giriş yaparken tercih ettiği bir yöntemdir.
Bir iştirak kuruluşunun avantajları ve özellikleri şunlardır:
- Hukuki Bağımsızlık: İştirak kuruluşu, ana şirketten bağımsız bir tüzel kişiliğe sahiptir. Bu sayede, ana şirket ve iştirak arasındaki yasal ve finansal riskler minimize edilir. İştirak, kendi sorumluluklarını ve borçlarını üstlenirken, ana şirketin mali riski sadece yatırım miktarıyla sınırlıdır.
- Alman Düzenlemelerine Uyumluluk: İştirak kuruluşunun faaliyetleri ve işlemleri, Almanya’nın ticaret, vergi ve diğer düzenlemelerine tabidir. Bu durum, şirketin yerel mevzuata uyum sağlamasına ve Alman hukuk sistemi içerisinde güvence altına alınmasına olanak tanır.
- Rekabet Avantajı: İştirak kuruluşlar, Almanya’daki yerel şirketlerle eşit şartlarda rekabet edebilirler. Bu sayede, yabancı şirketler Alman pazarında daha etkin bir şekilde yer edinme ve büyüme fırsatı yakalarlar.
- Esneklik: İştirak kuruluşları, ana şirketin stratejilerine ve politikalarına uygun şekilde yönetilebilir. Ayrıca, ana şirket iştirak üzerinde kontrol sağlayarak, hedeflerine ulaşmak için gerekli düzenlemeleri ve değişiklikleri yapabilir.
- Yerel İş Birlikleri ve İlişkiler: İştirak kuruluşları, Almanya’da yerel iş birlikleri kurarak ve iş ilişkileri geliştirerek, ana şirketin pazardaki konumunu güçlendirmesine katkıda bulunur.
İştirak kuruluşu olarak seçilebilecek hukuki yapılar arasında Gesellschaft mit beschränkter Haftung – GmbH (Limited Şirketi), Unternehmensgesellschaft – UG (Girişimci Şirketi), offene Handelsgesellschaft – OHG (Kollektif Şirket), Kommanditgesellschaft – KG (Komandit Şirketi) ve Aktiengesellschaft – AG (Anonim Şirket) bulunmaktadır. Bu yapıların her birinin kendine özgü avantajları, dezavantajları ve işleyiş şekilleri vardır. Almanya’ya genişlemeyi düşünen yabancı şirketler, amaçlarına ve stratejilerine en uygun hukuki yapıyı seçerek iştiraklerini kurabilir.
Almanya’daki şirket tipleri hakkında daha fazla bilgi için tıklayınız.
2. (Bağımsız) Şube ve (Bağlı) İşyeri
Şube
Bir şube, hukuki ve organizasyonel açıdan ana şirketin bir parçasıdır ve bu nedenle ana şirketin hukukuna tabidir. Bir iştirake kıyasla, bir şube ana şirketten ayrı, tüzel bir şirket değildir. Alman hukukuna göre, bir şube, ana işletmeden fiziksel olarak ayrı bir yerleşke olarak kabul edilir ve şirketin ek bir merkezi olarak düşünülür.
Şubenin adı genellikle ana şubenin adıyla aynıdır, ancak eklerle genişletilebilir (“Almanya Şubesi”). Ana şubenin ortadan kalkması durumunda şubenin devam etmesi gerektiği için, bu organizasyon biçimi çoğu zaman uygun olmayabilir. Diğer bir özellik olarak, şubenin şirket için tipik olan görev ve işleri üstlenmesi gerekmektedir. Şubenin belirli bir bağımsızlık sergileyebilmesi gerekmektedir – bunun için özellikle ayrı bir muhasebe sistemi, kendi bilançosu, kendi yönetimi ve ana şubeye bağlı olarak kabul edilen bir işletme sermayesi gerekmektedir.
Almanya’da Şube hakkında daha fazla bilgi edinmek için buraya tıklayın.
İşyeri
İşyeri, bağımsız olmayan bir şubedir ve bu nedenle ana şubeden her açıdan bağımlıdır. Tüm sözleşmeler ana şirketle yapılmak zorundadır, bu durum bir iştirak kurulduğunda ortaya çıkmayacak sorunlara yol açabilir.
Bir işyeri, ana şirket için sadece yardımcı işlemleri gerçekleştirir (ör. sadece üretim tesisleri, aracılık merkezleri, harici depolar). Şirketin hukuki bağımsızlığı yoktur ve tamamen yurtdışındaki ana işletmeye bağlıdır. Almanya’da ticaret sicili kaydı gerekmez, ancak ilgili düzenleme, ticaret veya tüketici koruma ofisinde kaydolma gereklidir. Bağımsız olmayan bir şube (işyeri) de ilgili ticaret odasında kaydedilmelidir.
3. Temsilcilik ve Franchise
Temsilcilik
Almanya’daki başka bir yerleşim şekli olarak “temsilcilik” kabul edilir; bu terim Alman ticaret veya ticaret hukukunda bilinmemektedir, ancak yabancı şirketler tarafından sıklıkla düşünülmektedir. Örneğin, dışarıdan, bağımsız bir işletme sahibi tarafından yönetilen bir ofis açılır. Bu durumda, yabancı şirketin bağımsız bir ticari faaliyeti gerçekleşmez. Temsilcilik genellikle harici, serbest meslek sahibi bir tüccar (örneğin bir ticari temsilci) tarafından yönetilir. Temsilcilik için müşteri hizmetleri ve ilişkileri veya pazar araştırması alanındaki faaliyetler tipiktir.
Franchise
Belki de sizin için en uygun çözüm bir franchise işletmesidir – bu durumda bir danışman, ortaklık kurabileceğiniz bir işletme bulmanıza ve belgeleri hazırlamanıza yardımcı olabilir. Bir danışmanla yanınızda, genişleme planlarınıza daha hedef odaklı ve hızlı yaklaşabilir ve Almanya’ya adım atmadan önce değerli tavsiyeler alabilirsiniz.
4. Yabancılar hukuku gereklilikleri
Üçüncü ülkelerden (AB dışı ülkeler) vatandaşlar, Almanya’ya işlerini genişletmek istediklerinde amaç bağlantılı bir oturma izni (Aufenthaltserlaubnis) almaları gerekebilir. Bu oturma izni, ilgili kişinin Almanya’da uzun süreli bir konaklama yapması durumunda gereklidir. Faaliyet, yurtdışındaki daimi ikametin korunarak Almanya’ya ara sıra seyahatlerle gerçekleştirilecekse özel oturma izni ve çalışma izni gerekmez. Yabancı gerçek kişiler tarafından yönetilecek şirketler, şubeler veya işletmeler için, bu kişilerin Yabancılar Yasası uyarınca planlanan ticaret faaliyetlerini gerçekleştirme hakkı veren bir oturma iznine ihtiyaçları vardır. Bu, pasaportta ilgili vize ile belgelenir. Bu genellikle ilgili ülkedeki Alman dış temsilciliğinde başvurularak alınabilir. Almanya’da ikamet eden ve süresiz oturma izni veya yerleşim izni bulunan üçüncü ülke vatandaşları için, Alman veya AB vatandaşı olanlarla aynı kurallar geçerlidir.
Yurt dışından Almanya’da Şirket kurulumu hakkında daha fazla bilgi edinmek için tıklayınız.
5. Yabancı şubelerden elde edilen kazançların vergilendirilmesi
Yabancı bir şirket Almanya’da bir işyeri veya şube açarsa, elde edilen kazançlar Almanya’da vergiye tabidir. Bazı ülkelerde, tutarın yeniden vergilendirilmesi gerekir. Almanya’da zaten ödenmiş olan vergiler, çifte vergilendirme prosedürünün bir parçası olarak alacaklandırılır.